Bir zamanlar padişahın biri , adamlarıyla birlikte ava çıkar. Yolda bir cariye görür ve ona hemen aşık olur. Aradan üç beş gün geçince cariye şiddetli bir ateşle hastalanıp yatağa düşer padişah , telaşla bütün hekimlerini toplar:
"Benim hayatımın önemi yok . Şimdi canımın canı hasta , yatağa düştü. kim onun derdine derman bulursa bütün hazinemi seve seve bağışlarım"der.Hekimler:"Elimizde her türlü hastalığı tedavi edecek ilaç var, siz hiç merak etmeyiniz " diye cevap verirler. Başlarlar tedaviye... Fakat hiçbir ilaç kar etmez . Hasta her geçen günle sararıp solar .Hekimlerin çaresiz kaldığını gören padişah, Allah'ın huzurunda secdeye kapanarak canıgönülden niyaz ederken uyuyakalır.Rüyasında bir pir görünür:
"Müjde ey padişah! Dileklerin kabul edildi. Yarın sarayına birisi gelecek .O bizdendir ,kabul et. Hastanı göster!" der. Padişah heyecanla uyanır. Sabaha kadar pencerede bekler. Derken, beklenen adam gelir , padişah sevinçle kabul eder.
Hal hatır sorduktan sonra elinden tutar, hastanın odasına götürür.Hekim hastayı uzun uzun muayene eder ve gönül hastası olduğunu anlar. Padişaha: "Hekimler hastayı harap etmişler.Şimdi evde kim varsa çıksın .Hastayla yalnız kalmak istiyorum "der.Evde kimse kalmaz. Hekim hastanın nabzını tutar .Başlar sormaya. "Memleketin neresi ? Akrabandan kimler var ?Kimleri çok seviyorsun ?" Kız bütün sırlarını açıkça söyler . Hekim bir eliyle kızın nabzını tutarak dinler ve nabzın atışlarını dikkatle izler.Çünkü hekim , nabız kimin adını söyleyince fazla atarsa gönlünün istediğinin o olduğuna, kızın ona aşık olduğuna hükmedecektir.Adam bir çok isim sayar , bir çok memleket adı sıralar.Fakat nabzında değişiklik olmaz.Derken. Semerkand şehrini sorar ,sonunda anlar ki cariye ,Semerkand 'da bir kuyumcuya aşıktır.Hekim hemen padişaha koşar ,kızın derdini anlatır, sonra kuyumcu bulunarak kızla evlendirilir.Cariye de hastalığından böylelikle kurtulur.
2 yorum:
çok güzel bir hikaye...
En büyük hastalık aşk hastalığı en büyük yara gönül yarası , hadi içelim :):)
Yorum Gönder